ÖĞRENME
Öğrenmek bir nevi yeni kıyafet almak gibidir. Dolabımda olanlar bana yeter düşüncesinden sıyrılıp alışveriş yapmaya başladığımız takdirde de aslında benim hiç kıyafetim yokmuş diye düşünürüz. Yeni şeyler aldıkça aslında ne kadar eksiğimiz olduğunu ve bu eksiği kapatmanın ne kadar maliyetli olduğunu fark ederiz. tıpkı öğrendikçe ne kadar cahil olduğumuzu fark ettiğimiz gibi. Öğrenmenin diğer yönleri de kıyafet benzetmesine uygun düşmektedir. Mesela karar verme aşamasındaki ateşleyici etken. Çoğumuz kendimize değil başkalarına güzel görünmek için yeni şeyler alma arzusuna düşeriz. Bu durum ilerleyen süreçlerde kendimizi sevmeye başlayıp başkalarının nasıl gördüğünü ve ne düşündüğünü önemsemeden, hiçbir zaman sırf kendimiz için olmasa da temelinde şahsımızı önemsediğimiz bir hale bürünecektir. Öğrenme de ise eskiden insanlar -en azından bu dönemde olduğundan daha az- kendini geliştirmek, entelektüel seviyeye yaklaşarak kişisel tatminini sağlarken, geldiğimiz noktada karşımızda bul